26 Aralık 2009 Cumartesi

21.yüzyıl'ın ilk 10 yılına futbolda damga vuran belli başlı olaylar

- 10 yıl önce Şampiyonlar Ligi'nde yarı finalde 3 İspanyol takımı varken günümüzde çeyrek finalde 4 İngiliz takımı olmasının alışkanlık haline gelmesi.
- Üniversiteli taraftar grupları 10 sene önce yoktu. (ODTÜlü Aslanlar 2001 yılında kuruldu.) Şimdi düzenli kombine alıyorlar
- 4 büyüklerin stadlarının tamamı son 10 yılda modif gördü
- Bursaspor'un ilk kez ligden düşerek 2.ligde oynaması
- İlk (açık) spor kanalı NTVSpor'un kurulması
- BISS kavramının hayatımıza girmesi
- Türk-Yunan (kulüp ve milli takım seviyesinde) takımları, Azerbaycan-Ermenistan, Türkiye-Ermenistan eşleşmelerinin oluşması (!) (uzun zamandır eşleşmiyorlardı nedense)

22 Aralık 2009 Salı

Fikstür Avantajı - 17.Hafta Bitiminde

Her sezon ilk yarı bitiminin ardından "Fikstür Avantajı" gündeme gelir. Maçları kolay gözüken takımlar, iç saha dış saha maç adedi, derbilerde ev sahibi olma durumu öne sürülerek avantajlı takımlar konusunda fikirler söylenir. Ben de buna rasyonel değerlendirme yapmaya çalıştım. Kalan maçlarda alınabilecek puanların hesaplandığı tablomdaki sistemi bir örnekle anlatmaya çalışayım:

Öncelikle lig başında takımları 3 kategoriye ayırdım.
Üst grup:(Şampiyonluk adayları) Dört Büyükler
Orta Grup: (Dişli takımlar, zorlu deplasmanlar) Bursa, G.Birliği,G.Antep,Eskişehir ve Kayseri
Küme Düşme Adayları: Kalan takımlar
Mesela Galatasaray 18. haftada Gaziantepspor ile kendi sahasında oynayacak. Bundan önce kendi kategorisinde Gaziantepspor ile içerde oynayan takımlar (Beşiktaş ve Trabzonspor) ortalama 1 puan almış. bu durumda Galatasaray'ın (ve henüz Gaziantepspor ile iç sahada oynamamış Fenerbahçe'nin de ) Gaziantepspor iç saha maçından 1 puan alacağını öngörüyorum. Ancak Galatasaray bu maçı kazanırsa alınan ortalama puan 5/3=1,67 olacağı için FB'ye ait puan öngörüsü keni maçı için 1,67'ye çıkar.
Beşiktaş ve Trabzonspor ise G.antep'e deplasmana gidecekler. İlk yarıda G.Saray ve F.Bahçe'nin bu deplasmanda aldığı ortalama puan 1,5 (bu durumda BJK veTrabzonspor'un bu maçlardaki öngörülen puanı oluyor).
Aynı uygulama bütün maçlara uygulanıyor (tabii ki her takıma yönelik öngörülen puanı için kendi kategorisindeki ortalama göz önüne alınıyor.)
Şu anki öngörüme göre oluşan puan durumu sağ üstte yer alıyor.
Not: 2. Yarının ilk haftalarının ardından kategorilerde değişiklik yapabilirim(Kayserispor veBursaspor üst kategoride yer alabilir)





18 Aralık 2009 Cuma

Avrupa Ligi Kuraları Öncesi Eşleşme İhtimali Hesabı

UEFA Avrupa Ligi kura çekimleri öncesi ekiplerimize kura için bir hesap yapılırsa Hertha Berlin ve Hamburg ekiplerimize çıkması en yüksek ihtimalli ekipler oluyor. Bunun yanında Ajax, Villareal, Club Brugge ve Lille de yine nispeten gelmesi daha yüksek ihtimalli rakipler. En düşük ihtimal ise Liverpool'un çıkması.

17 Aralık 2009 Perşembe

Ajax kimden kaçıyor?

Ajax ilk devre itibariyle kendi sahasında Anderlecht önünde 3-0 mağlıup durumda ve bu sonuç onları grup 2. yapıyor. Aklıma Euro96 geldi. Bizim grupta yer alan Hırvatistan son maçta yedek kadrosuyla çıkıp Portekiz'e yenilmişti. O günlerde yazılanlara göre Blazeviç Almanya'nın kendilerine uygun olan rakip olduğunu düşünüyordu ve bilerk yenilmişti son maçta Portekiz'e. Ajax Hollanda'nın değil de İtalya, İspanya veya hatta Türk takımı olsaydı ülke basınından "Acaba Ajax Liverpool'dan mı çekiniyor" diye bir haber beklerdim

Hamburg İstanbul'a gelirse?

Geçtiğimiz sezon Türkiye'de oynanan UEFA Kupası finali yolunda Galatasaray'ın önünü tıkayan Hamburg bugün Hapoel'e yenilirse yarınki kura çekiminde muhtemel rakiplerden biri haline geliyor. Malum bu sene final Hamburg'da. Hamburg'un yoluna da bu sefer Türkler engel olarak çıkar mı?

10 Aralık 2009 Perşembe

Bravo Sinan Bolat

Sinan Bolat Şampiyonlar Ligi'nde takımı Standard Liege'in gruptaki son maçında Avrupa Ligi'nde devam etmesinde etkili olan golü Az Alkmaar'a attı. Hem de 95.dakikada gelen gol bizi gururlandırdı. Maç içinde de yaptığı kurtarışlarla güven veren Sinan, milli takımda 1. kaleci olması kimseyi şaşırtmamalı.

UEFA sıralamasında çekiştiğimiz ve hemen ardında yer aldığımız Hollanda'nın bir takımının da Avrupa'dan elenmesi ülke olarak yine işimize yarayan bir durum.

1 Aralık 2009 Salı

Topla oynama oranı

Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında ilgi çeken istatistiklerden biri topla oynama oranlarının Kasımpaşa lehine olmasıydı. Burada asıl dikkati çeken husus ise F.Bahçe takımının maçın 47 dakikasını yenik vaziyette oynadığı halde bu istatistiğin oluşmasıdır. F.Bahçe, pas özelliği yüksek bir olarak önümüze çıktığı bir dönemde oluşan bu istatistikte emeği olan Kasımpaşa'yı tebrik etmek gerekir.

Arda uç hücumcu oynar mı?

Galatasaray teknik heyeti son Bursaspor maçındaki yenilginin ardından Arda'yı en uçta oynattığı gerekçesiyle basında yoğun olarak eleştiriliyor. Bu konuda geriye dönüp bu heyetin Barcelona serüvenine göz attığımızda bazı maçlarda Eto'o'nun sol açıkta Ronaldinho'nun ise uç hücumcu olarak oynadığını görebiliriz. O dönemlerde de bu düzen pek bir işe yaramamış, bu ekip de oyunculari olağan düzenlerine getirmişlerdi.

27 Kasım 2009 Cuma

Federasyon maç programını neye göre yapıyor

Önümüzdeki Çarşamba Fenerbahçe'nin deplasmanda, Perşembe günü de Galatasaray'ın iç sahada Avrupa Ligi maçları olduğu göz önüne alınırsa Bu haftaki programda Fenerbahçe'nin Galatasaray'dan önce oynaması gayet doğaldır. Bunun yanında Kurban Bayramı'nın ilk günü 2. güne göre insanların dahayoğun oldukları da düşünüldüğünde ve F.Bahçe maçının da seyircisiz oynadığını dikkate alırsak makul olanın ilk gün F.Bahçe'nin oynaması gerektiğidir. Bursa'daki 20000 potansiyel seyirciyi elinin kanıyla stada getirmeye çalışmak ne derece mantıklıdır anlamıyorum. Üstüne üstlük F.Bahçe-Kasımpaşa maçında şehir değiştirme gibi bir durum olmayacağı için basın adına da çok büyük bir sıkıntı olmayacaktır. G.Saray yazarları ise bayramın ilk gününde seyahat etme durumunda bırakılmışlardır. Başlıktaki soru bütün bunların ardından yazının sonuna en çok yakışan cümledir.

31 Ekim 2009 Cumartesi

Napoli-Geri dönüş

Donadoni'nin görevine son verilmesinin ardından Fiorentina'yı deplasmanda yendi Napoli. Asıl sükseyi ise Milan önünde uzatmada 2 gol bularak ve bu hafta da deplasmanda Juventus'u 2-0 'dan 3-2'ye getirerek yaptılar. Bizlerin aklına ise o anlar geldi. (Euro 2008)
Not: Gaziantepspor bu yazıya bu notu ekletti. Kendi sahasında üst üste 2.kez 85.dakikadan sonra geriden gelip maçı çevirdi.

25 Ekim 2009 Pazar

Engelsiz Aslanlar Figüran Olmamalı


Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı üst üste 2. kez Kıtalararası Şampiyon oldu. Kendilerini tebrik ediyoruz. Kulübün resmi internet sitesini an itibariyle açtığımızda gelen görüntü ise akşamki Fenerbahçe maçı ile ilgili. Bu noktada "Engelsiz Aslanlara" ne kadar değer verildiği gösterilip baş sayfaya alınabilirlerdi. Bu akşamki maçı Galatasaray kaybederse muhtemelen yarın bu haber baş sayfada yer alacak. Keşke maçı beklemeden -skora bağlı olmaksızın- baş sayfada yayınlansaydı da kendilerini daha bir değerli hissetselerdi.

3 Ekim 2009 Cumartesi

Ankaraspor Türkiye Kupası'nda yer alacak mı?

Türkiye Kupası için gruplar öncesi son tur oynanacak ve bunun için bir önceki turdan 18 ekip bu hafta belli oldu. Bunlara -statü gereği- geçen sene ligi 5. ile 15. sıra arasında bitirenler ve Turkcell Süper Lig'e yükselenler eklenecek. Ancak bu takımlar arasında durumu muallakta olan Ankaraspor da var. Şu an mahkeme sürecinde olan bu kulüp için bu konuda ne gibi bir karar çıkacağını merak ediyorum.

18 Ağustos 2009 Salı

Neden gece maçı oynanır?

Stadların ışıklandırılmasının ardından Türkiye'de büyük takımların maçları genel itibariyle gece oynanmaya başlamıştır. Gece maçlarının ne kadar gerekli olduğunu düşünmeden yapılan bu uygulamanın altında televizyoncuların gelirleri olduğunu düşünüyorum. Örneğin saat 19.00'da başlayacak bir Fenebahçe için saat 13.00'ten itibaren stadyumdaki muhabire bağlantılar başlıyor. Maç saatine doğru konuklarla maç öncesi yorumlar. Bu yayınlar arasında alınan reklam gelirinin çok yüklü miktarlar olduğunu düşünüyorum. Saat21.00'da maç bitiminden itibaren ise kim nasıl oynadı hakem hangi pozisyonda ne karar verdi...vb hengamesi. Bu arada da bir dolu reklam parası.
Diğer senaryoya göz attığımızda, saat 16.00'da başlayan maçta da maç öncesi yayınların saat 13.00'dan önce başlamaz çünkü insanımız hafta sonu geç kalkıp ailesiyle birlite uzun kahvaltı yapmaya bayılır. Bu bakımdan maç öncesi gelirler azalması beklenir. Bunun yanında maç sonunda (18.00) başlayan yorumların ise yoğunluğunu belirli bir süre sonra yine azalması beklenebilir.
Bu konuda en bariz örnek 2003 Eylül ayındaki Olimpiyat Stadında oynanan Galatasaray-Fenerbahçe (2-2) maçında yaşanmıştı.

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Fenerbahçe-Sivasspor maçı ertelenecek mi?

Avrupa Ligi Play-Off kuraları sonucunda Shaktar ile eşleşen Sivasspor için rövanş maçının planlandığı tarih 25 Ağustos. İlk maçların 20 Ağustos'ta oynanacağını öngörürsek 23 Ağustos'ta 3. Haftadaki Fenerbahçe-Sivasspor maçının 23 Eylül tarihine ertelenmesi gündemde. (2 takımın da gruplara kalması durumundaki ilk uygun tarih)
İlginç not: Eğer fikstürde 3. Hafta Galatasaray-Sivasspor olsaydı çok daha ileri tarihlerde oynanabilecekti çünkü Galatasaray geçen sezon ligi 5. bitirdiği için Türkiye Kupası'nda 23 Eylül'de eleme maçı oynayacak.

7 Ağustos 2009 Cuma

TFF UEFA'yı takip etmiyor

Avrupa Ligi kura çekimi öncesinde Shaktar Donetsk'in rövanş maçını 27 ağustos yerine 25 Ağustos'ta (ve Orta Avrupa saatine göre en geç 18.00'da) oynaacağı belirtiliyor. Sebebi de 28 Ağustos'taki UEFA Süper Kupa maçı. Sivasspor Shaktar ile eşleştikten sonra bunu duyuran TFF, internet sitesinde bunu duyururken bu ayrıntıyı atlıyor.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Bursa 2 Konya 0

Başlığa bakıp da yanlışlıkla yazdığımı düşünmeyin. Hafta sonu oynanan futbol maçında Bursaspor 2. yarı attığı gollerle Konyaspor'u 3-0 yendi ve rakibini düşme hattına itti. Bu maçtan 4 saat önce oynanan basketbol maçında ise Oyak-Renault, Kepez Belediyesi'ne (bir ara 19 sayı öne geçtiği maçta) 84-91 yenilerek rakibinin ligde kalmasında etkili oldu. Bu durumda Beko Basketbol Ligi'nden düşen takım ise Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi oldu. Böylece Konya bu hafta sonu sporda Bursa'dan biri direk biri de dolaylı olmak üzere 2 darbe aldı.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Önce kendi evinin önünü süpür

Norveçli hakem Tom Henning Ovrebo'nun Chelsea-Barcelona maçında verdiği kararlar ve maç içinde Chelseali oyuncuların (Ballack ve Drogba) gösterdiği reaksiyon Türkiye'de geniş yankı buldu. Bu konuya İngiliz basınının bakışı ise çok daha yumuşak olmuştur. Bu konuda "Mirror" gazetesinde Oliver Holt tarafından yazılan yazıda bu itirazlara değinilmiş ve bu 2 oyuncu ağır şekilde eleştirilmiştir: Bu itirazların lig maçlarında oynayan oyunculara örnek teşkil edeceğini ve kulübün oyunculara ceza vermesi gerektiğini belirtiyor. Bizim de medyamızda bu tarz yazarların artmasını diliyoruz. Yazının adresi:
http://www.mirror.co.uk/sport/football/2009/05/07/by-oliver-holt-115875-21340435/

Tebrikler Tofaş

2003-2004 sezonu Bursa takımları için kabus gibi sona ermişti. 37 sezon 1.Lig'de oynayan Bursaspor futbolda, Oyak-Renault ve Tofaş da basketbol'da 2.Lig'e düşmüştü. Bu sezon ise uzun yıllardan sonra başarılı sezonlar geçiriliyor. Tofaş 2 yıl aradan sonra basketbolda 1.Lig'e dönmüştür. Kendilerini tebrik ediyoruz. Darısı Beko Basketbol Ligi'nde play-off'a kalma mücadelesi veren Oyak-Renault ve UEFA kupasına katılmaya çalışan Bursaspor'un başına

5 Mart 2009 Perşembe

Büyük & Küçük Takım

Türkiye Futbol Federasyonu'nun resmi sitesinde "Büyüklerin Gözdesi" adı altında Hollanda'da futbol hayatını sürdüren Engin Bekdemir hakkında bir haber var. Bu haberde Futbol Federasyonu, "yurt dışındaki oyuncuları yeterince takip etmiyorsunuz" suçlamalarına cevap verir gibi oluyor. Ancak haberin başlığı çok ilginç: "Büyüklerin Gözdesi". Haberin ayrıntısında Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un bu oyuncu ile ilgilendiği belirtiliyor. Merak ettiğim konu:
Ne zamandan beri TFF kulüpleri büyük-küçük diye ayırıyor?
Not: Telif haklarından dolayı resmi sayfanın görüntüsünü kullanamıyorum. Ancak adresi verebilirim

http://www.tff.org/default.aspx?pageID=286&ftxtID=6362

15 Şubat 2009 Pazar

Futbolda Tartışılan/Değiştirilebilecek Kurallar

- Oyun içinde sarı kartlık bir hareket oluştuğunda eğer avantaj varsa hakem oyunu durdurmaz ve sarı kartı oyun durduğunda gösterir. Fakat bu iki olay arasında (faul-oyunun durması) bahsi geçen oyuncu 2. kez sarı kartlık hareket yaparsa bu oyuncuya 2 sarı kart ve -doğal olarak- kırmızı kart göstermesi gerekir. Buradaki soru işareti oluşturan nokta, bir oyuncunun sarı kart görüp görmediğini bilmediği bir anda yaptığı sarı kartlık (2.faul) hareketin sonucunda oyundan atılmasıdır.

- Hücum eden takımın oyuncusu ofsayt durumundaki arkadaşına pas veriyor(yan hakem bayrağını kaldırıyor) bu pozisyonun ardından:

a) Defans oyuncusu topu kesiyor ve topu dışarı (taca-kornere) atıyor
b) Defans oyuncusu topu elle kesiyor
c) Defans oyuncusu pası veren oyuncuya top ayaktan çıktıktan sonra faul yapıyor.

Bu durumlardaki görüşüm pozisyonların ofsayt olması gerektiği fakat c şıkkındaki pozisyonda hareket sert ise sarı veya kırmızı kartına başvurması gerektiğidir.


- Hakemlerin verdikleri kararlardan sonra aleyhine karar verilen takımın oyuncuları topu bir şekilde hakimiyetleri altına alıyor, rakibine geç iletiyor topu faul noktasının uzağına bırakıyor ve rakip takımın oyunu hızlı bir şekilde başlatmasını engelliyor. Futbolun hızını artırmaya çalışan FIFA'nın önündeki en büyük engellerden biri de bu pozisyonlardır. Bu konudaki önerim hakemin verdiği karar sonrasında aleyhine karar verilen takım oyuncularının vuruş yapılana kadar topa müdahale etmeleri yasaklanmalıdır.(cezası sarı kart)

- Ofsayt kuralı için birçokları gol sayısının önünde bir engel olarak nitelendirse de aslında durum tam tersidir. Ofsayt kuralının olmadığı bir oyunda takımlar arkada boşluk oluşturmamak için savunmalarını daha da geriye çekecekler ve hücuma destekleri de sınırlı olacaktır.
Burada aslında yapılabilecek düzenleme ceza sahası içinde ofsaytı kaldırmak bir çözüm olabilir. Futbolda top ceza sahası içine geldiğinde ne savunma yapan takım ofsayt taktiği düşünür ne de hücum yapan takım savunmanın arkasına giderek avantaj elde etmeyi düşünür. Bu durumda ceza alanı içinden (veya kanatlardan ceza çizgisi hizasının ilerisinden) verilen paslarda ofsaytı kaldırdığımızda eminim izlediğimiz pozisyon/gol sayısı artma eğilimi gösterebilir.

26 Ocak 2009 Pazartesi

Kupanın çekiciliği


Sonucunda FORTİS Türkiye Kupası'nda tarihinde ilk defa çeyrek finale çıkma başarısını gösterdiği Tokatspor maçında Bursaspor yeni hocayla ilk maçına çıkıyordu. Şehirdeki heyecanı markalar pek görememiş olacak ki maçı yayınlayan kuruluş ile kupanın sponsoru dışında saha kenarı reklamı yoktu. Bu noktada kupadaki statünün ne kadar kötü olduğu ortaya çıkıyor.
Bu arada hafta sonu oynanan İngiltere Federasyon Kupası'ndaki Liverpool-Everton maçında saha kenarı reklamları sürekli dönüşümlü olarak yayınlandı. Bir organizasyonun değerini belirleyen unsurlardan birinin aldığı reklam olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu arada dönüşümlü reklamlardan biri de BEKO'ydu.

Maça giderken

Maç öncesi teknik direktörler rakibin ve takımının gücünü hesaplar. Futbolcular da rakip oyunculara nasıl üstünlük sağlayacaklını düşünürler. Taraftar ise ne yapar ederim de bozuk paraları kaptırmasam diye ince hesapların peşindedir. Düşünür kendi kendine; dolmuş 1 TL, köfte 2TL, çerez 0,5 TL vb. Evden çıkarken gereken miktarda bozuk parayı yanına alır. Çünkü fazlasını stad girişinde toplanacaktır. Daha önceden planladıklarının haricinde alışveriş yaptığında ise formül karışır. Hatta en basiti, girmeyi düşündüğü tribünde bilet kalmadıysa ve başka bir tribüne girmeye karar vermesi durumunda bile bunun etkisi görülür.

Örneğin: Stada gelirken almayı düşündüğü bilet Kapalı kale arkası 11 YTL. Bu durumda yanında 1TL bozuk para getirmiş. Ancak bu tribündeki bilet kalmayıp Maraton tribününe girdiği zaman (16,5TL) elinde 4,5 TL bozuk para olur. (harca 4,5TL daha). Vatandaş her maç bir miktar para ödeyip, bir miktar da bozuk para bırakıp maçını izliyor.

Bir çok yerde klişe bir söz öbeği halinde gelen "Endüstriyel Futbol"da "müşteri memnuniyeti" düşük seviyede kalırken tribünlerde de müşterilerin yerini taraftarlar alacaktır.