27 Aralık 2010 Pazartesi

8 puan mı iyi? 9 puan mı?

Ziraat Türkiye Kupası'nın 2005-06 sezonundan (o dönemdeki sponsor farklıydı) bu yana takımlar 5'erli gruplar halinde tek devre mücadele ediyor ve ilk 2 sırada yer alanlar çeyrek finale yükseliyor. Takım sayısının tek olması takibi zorlaştırsa da bu konuda matematik hesapları bizi ilginç noktalara götürüyor.
Bu konuda yaptığı bir hesap sonucu bazen az puanın çok puandan daha çok işe yaradığını buldum. Şöyle ki:
Örneğin A, B, C, D ve E'den oluşan 5 takımlı grupta A takımının 9 puanla grubu bitirdiğini varsayalım. Oynadığı maçların sonuçları da aşağıdaki gibi olsun:
Takımlar Maç Sonucu
A-B ................. 2
C-A ................. 2
A-D ................. 1
E-A ................. 2

Bu durumda, A takımının grupta ilk 2 sıraya girememesi için gerekli şart:
C, D veya E takımlarından 1'inin kalan maçlarını kazanması ve B takımının da bu 3 takımdan kalan 2'sini mağlup etmesi. Bu durumda grupta 3 takım 9 puana ulaşır ve averaj hesabı yapılır. Örnek maç tablosu için kalan maçları da eklersek:
Takımlar Maç Sonucu
A-B .................2
C-A .................2
A-D .................1
E-A .................2
B-C .................2
D-B .................1
B-E .................1
C-D .................1
E-C .................2
D-E .............1-0-2 (sonuca etki etmiyor)

Puan Durumu:
A .................9
B .................9
C .................9
D .............0-1-3 (D-E maçı sonucuna göre)
E .............3-1-0 (D-E maçı sonucuna göre)

(Geçen sezon Ankaragücü-G.Saray maçı grupta berabere bitseydi böyle bir senaryo ortaya çıkacaktı)
Yukarıda bahsettğim gibi A, B ve C takımları grupta 9'ar puan alarak ilk 3 sırada yer alıyorlar. 9 puan almış bir takımın averaja kalma ve gruptan çıkamama olasılığı:
12/2916= %0,04 (Ayrıntılı hesap aşağıda yer almaktadır, ilgisini çeken okuyabilir)

Şimdi de 8 puan alma senaryosunu değerlendirelim:

Takımlar Maç Sonucu
A-B .................0
C-A .................0
A-D .................1
E-A .................2

A takımı 8 puan alırken elenmesi için gerekli şart diğerinin aksine daha kısıtlıdır. Yalnızca A takımının berabere kaldığı takımların (tabloya göre B ve C takımları) aralarında oynadığı maçın berabere bitmesi ve bu takımların kalan maçlarını kazanması durumunda bu 3 takım 8'er puana gelir ve yine averaja kalır. (başka bir ihtimalde elenmiyor) Bu ihtimal yani A takımının 8 puan alıp da gruptan çıkamama ihtimali ise: 6/2916'dır. (%0,02) Yani diğerinin yarısıdır. (Ayrıntılı hesap aşağıda yer almaktadır, ilgisini çeken okuyabilir)

Sonuç olarak grupta 8 puan aldığındaki elenme ihtimaliniz 9 puan aldığınızdaki elenme ihtimalinden daha az.

Hesap yöntemleri - 9 puan:
A takımı 9 puan aldıktan sonra (yalnız B takımına yeniliyor) gruptaki diğer takımların oynadığı maçlardan ((3 üssü 6)*4 =2916) değişik sonuç çıkabilir. Elenmesi için gerekli skorlar B takımının 2 maçını kazanması (D-E) 1'ini kaybetmesi (C) ve kaybettiği ekibin de (C) diğer 2 maçını kazanması ile ortaya çıkar. A takımının elenmesi için gerekli şart bu şekilde sağlandıktan sonra benzer durumlarla genişletelim. Örneğin: B takımı C takımına değil de, D veya E takımına karşı yenilirse ve yenildiği takımın kalan maçlarını kazanması. Böylece senaryo sayısı 3 oldu. Ayrıca A takımı, B takımı yerine diğer ekiplerden birine de yenilmiş olabilir ki bu da elimizdeki ihtimali 4 ile çarpmayı gerektiriyor. (3*4=12 ihtimal oldu) Bir de grupta her halükarda iddiası kalmayan 2 takımın aralarında oynayacağı maçın 3 ihtimalini göz önüne almak lazım. Böylece 36 ihtimal oluyor. Tüm hesaplarda 3 takım averajla sıralandığında ve 2 takım gruptan çıkacağı için bu 3 takımın gruptan çıkma ihtimali 2/3 elenme ihtimali ise 1/3 oluyor. 36 ile 1/3'ü çarpınca da ortaya 12 sayısı çıkıyor.


Hesap yöntemleri - 8 puan:
A takımı 8 puan aldıktan sonra (B ve C takımları ile berabere kalıyor) gruptaki diğer takımların oynadığı maçlardan ((3 üssü 6)*4 =2916) değişik sonuç çıkabilir. Elenmesi için gerekli skorlar B ve C takımlarının 2 maçını kazanması (D-E) ve aralarında oynadıkları maçın berabere bitmesi ile ortaya çıkar. A takımının elenmesi için gerekli şart bu şekilde sağlandıktan sonra benzer durumlarla genişletelim. Örneğin: A takımı B ve C takımları ile de, C ve D takımları ile berabere kalırsa bu sefer C ve D 2 maçlarını kazanıp aralarındaki maçın berabere bitmesi gerekir. Hesapladığımızda (4!/(2!*2!)=6) değişik senaryo bu noktada çıkıyor. Bir de grupta her halükarda iddiası kalmayan 2 takımın aralarında oynayacağı maçın 3 ihtimalini göz önüne almak lazım. Böylece (6*3=18) ihtimal oluyor. Tüm hesaplarda 3 takım averajla sıralandığında ve 2 takım gruptan çıkacağı için bu 3 takımın gruptan çıkma ihtimali 2/3 elenme ihtimali ise 1/3 oluyor. 18 ile 1/3'ü çarpınca da ortaya 6 sayısı çıkıyor.

Not: Şampiyonlar Ligi'nde 6 maçlık hesaplarda ise 11 veya 12 puan alma durumunda bir takım ancak averajla elenebilir. Ancak 11 puan alırken oluşan varyasyon daha fazla olduğu için elenme ihtimali de daha fazladır.

14 Aralık 2010 Salı

Tarihte ilk mi?

2010-11 sezonu 16. haftasında 5 İstanbul takımının mağlubiyetiyle belki de tarihte bir ilk gerçekleşti.
Eskişehirspor-Beşiktaş 2-0
Galatasaray-G.Birliği 0-2
İstanbul BŞB-Trabzonspor 1-3
Ankaragücü-Fenerbahçe 2-1
Bursaspor-Kasımpaşa 2-1

Bundan önceki sezonlarda Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş bu sezonun 2. Haftasında yenildiğini görsek de bunlara diğer İstanbul takımlarının da mağlubiyetleriyle ortaya ilginç bir durum çıktı.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Beşiktaş-Bursaspor maçı ertelenecek mi?

Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'ndeki fikstürlerin belli olmasından sonra ortaya ilginç bir durum çıktı. 3-6 Aralık tarihleri arasında oynanması planlanan 15. haftada Beşiktaş-Bursaspor maçı var. Bu maç öncesi 2 Aralık Perşembe CSKA Sofya-Beşiktaş 7 Aralık Salı günü ise Bursaspor-G.Rangers maçı var. Bu durumda hafta sonu bu maçlara en uzak zaman aralığı 2,5 gün.(Pazar sabahı saat 09.45) Bu durumda federasyon bu maçı ertelemek durumunda kalabilir.

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Hakan Şükür'ün rekoru

Hakan Şükür meğerse daha bizlerin pek farkedemediği rekorlara sahipmiş de haberimiz yoknuş. UEFA resmi internet sitesinde Avrupa Şampiyonaları eleme ve finallerine ait bazı rekorlar yayınlandı. Bunlardan birisi de Avrupa Şampiyonaları elemelerinde en çok gol atan oyuncu ünvanıymış.(20 gol) Ayrıca finalleri de sayarsak Tomasson ile birlikte 22 gol ile bu alanda da başta yer alıyor. Haberin linki:
http://www.uefa.com/uefaeuro2012/news/newsid=1507035.html#euro+qualifying+numbers

18 Mayıs 2010 Salı

Galatasaray'ın Daum'a katkıları

Christoph Daum'un Türkiye'deki antrenörlük hayatı boyunca çalıştırdığı takımlarda şampiyonluk iddiasını son haftaya kadar taşıdığı sezonlarda Galatasaray Daum'un takımına doğrudan veya dolaylı olarak yardım ediyor. Bunlarda ya şampiyonluk son hafta öncesi garantileniyor ya da son haftaya kaldığında kaybediliyor:
1994-95: 32. Hafta Trabzonspor-GS 2-2. (Trabzonspor ligi 2. bitirdi o sezon) Beşiktaş o hafta Gaziantepsor'u 2-0 yenerek (ilk golü Ertuğrul Sağlam atmıştı) şampiyonluğu garantiledi
2003-04: 33. Hafta Trabzonspor-GS 1-4. (Trabzonspor ligi 2. bitirdi o sezon) F.Bahçe o hafta Denizlispor'u deplasmanda 4-0 yenerek şampiyonluğu garantiledi.
2004-05: 33. Hafta F.Bahçe-GS 1-0. F.Bahçe şampiyonluğu garantiledi
2005-06: 31. Hafta F.Bahçe-GS 4-0. F.Bahçe avantajı ele geçirdi ama şampiyonluğu son hafta kaybetti
2009-10: 31. hafta GS-Bursaspor 0-0 F.Bahçe bu maç sonrası eline geçirdiği avantajı son hafta kaybetti.

4 Mayıs 2010 Salı

Şampiyonluk ve Seriler

Son yıllarda ligimizde şampiyonluğu kazanan takımların bir çoğu galibiyetlerini sezon başı ve sonuna sıkıştırıyor:
2001-02 GS: İlk 8 hafta 7 galibiyet son 9 hafta 8 galibiyet
2002-03 BJK: Son 9 hafta 8 galibiyet
2004-05 FB: İlk 10 hafta 9 galibiyet
2005-06 GS: İlk 9 hafta 8 galibiyet son 9 hafta 8 galibiyet
2007-08 GS: İlk 7 hafta 6 galibiyet son 10 hafta 9 galibiyet

Bu sene de F.Bahçe ligin ilk 8 haftasında kazanmıştı. ligde son 2 maçını da kazanırsa son 9 maçta 9 galibiyet elde edip şampiyon olabilir.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Şampiyonluk İhtimalleri

Ligde son 2 haftaya girilrken ağzı olan tahmin yapar hale geldi. Eskiden beri ben de hesap yapmaya çalışırdım ama tahmin yapmaya gönlüm razı olmazdı. Hep rasyonel bir şeyler olsun isterdim. Geçen sene bulduğum bir yöntem bu konuda rahat konuşmamı sağladı. 2 senedir uyguladığım bu yöntemi http://mucahitsarnik.blogspot.com/2009/12/fikstur-avantaj-17hafta-bitiminde.html kodlu yazımda belirtmiştim. Buna göre GS-FB-BJK-TS-Bursa'nın aynı kategoriye alındığı durumda son 2 haftada FB Ankaragücü (D) ve Trabzonspor ile oynuyor. Bu maçlarda hesapladığım potansiyel puanı (0,5+1,67=) 2,17 oluyor.(FB dışındaki takımların bu takımlarla oynadığı maçların puan ortalaması) Bursaspor'un ise Beşiktaş maçı için 2 potansiyel puanı var.(Diğer takımların BJK önünde aldıkları puanların ortalaması) Bu durumda FB 72 Bursaspor 74 puan oluyor.
Not: Bu hesap yöntemi ligin sonu yaklaştıkça sapmaya başlıyor. Mesela Bursaspor'un şu an itibariyle ligi 74 puanda bitime ihtimali yok. Ancak yine de bir fikir veriyor.

Bir de genelde son haftalarda yaptığım ihtimal hesapları var ki şampiyonluk için 3 maç kaldı. Bu maçlarda 27 değişik sonuç çıkabilir ki bunların 18.inde Bursaspor şampiyonluğa ulaşıyor. Yani şampiyonluk ihtimallerinde:
F.Bahçe:%33
Bursaspor:%67
sonucuna ulaşılıyor

Kardemir Karabükspor'un Kupası

Kardemir Karabükspor takımı haftalar öncesinde önce Turkcell Süper Lig'e çıkmayı sonrada Bank Asya 1. Lig'de şampiyon olmayı garantiledi. Bugünkü Boluspor maçında Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Mahmut Özgener Şampiyonluk kupasını verdi. Henüz lig bitmemişken böyle bir kupa teslimi bana biraz garip geldi. Sonuçta lig devam ediyor. Daha önceden de BJK 1994-95 sezonunda 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti ancak kupasını son maçta Ankara'da almıştı. Yine Galatasaray da 1996-97'de 2 maç kala şampiyonluğu kesinleşmişti(33. hafta maçına şampiyon olarak çıktı) ancak yine deplasmanda(bursa'da) aldı kupasını. Uygulama tarzı, sanki boş kaleye gole giden topa çizgiyi geçmeden gol kararı vermek gibi oldu. (Örnekler birbirini %100 karşılamasa da)

21 Nisan 2010 Çarşamba

Basketbolda işler karıştı

Futbolda küme düşme mücadelesi geçmiş yıllara oranla daha az çekişmeli geçerken basketbolda son haftaya girilirken ligin dibi karıştı. Aliağa deplasmanına galibiyet ve play-off umutlarını sürdürmek amacıyla giden GS Cafe Crown bir ara 17 sayı öne geçtiği maçı kaybederek kendini bir anda düşme tehlikesinin içinde buldu. (Kazansa bile play-off şansı olmayacaktı çünkü Bornova Bld. FB Ülker'i mağlup etti). Aliağa Petkim de bu galibiyetle ligde kalma umudunu ve ihtimalini artırdı. Bunun yanında düşmeme mücadelesi veren diğer takımlar da (Oyak-Renault, Mersin BŞB ve Kepez Bld.) maçlarını kazanınca ortaya ilginç bir tablo çıktı.

Son maçlar öncesinde Kepez Bld. 39, diğer ekipler de 40 puanda. Kepez Bld.'nin son hafta alacağı mağlubiyet kendisini ikinci lige yollar. Galibiyeti durumunda ise diğer rakiplerinin sonuçlarına bakılacak. Aslında burada da çok fazla bir şansı yok. Aliağa Petkim ve GS CC ile birebir kalması durumunda ikili averajla ligde kalabilen Kepez için son bir ihtimal de Aliağa Petkim ve Mersin'le oluşturacağı 3'lü averajda gözüküyor. (bu durumda Aliağa düşüyor)
Düşme ihtimallerini hesapladığımızda:
Aliağa Petkim: 2/32 (%6,25)
GS Cafe Crown: 1/32 (%3,125)
Kepez Bld : 29/32(%90,625)

Mersin BŞB ve Oyak-Renault ise ligde kalmayı garantilediler fakat üstte de belirttiğmiz gibi onların alacağı sonuçlar da lig sıralamasında etkili olacaktır.
Son hafta maçları:
Galatasaray Cafe Crown vs. Bornova Belediye
Pinar Karsiyaka vs. Aliaga Petkim
Antalya BSB. vs. Mersin BSB.
Fenerbahce Ulker vs. Oyak Renault
Banvitspor vs. Kepez Belediye


Play-off'a kalma konusunda da Bornova Bld'inden sonra 8. takım da yine son hafta maçlarından sonra belli oluyor. Bu konuda Erdemir ve Tofaş'ın iddiası bulunuyor. Erdemir'e son maçta galibiyet yetiyor. Mağlubiyet durumunda ise Tofaş'ın kaybını beklemek zorunda çünkü Tofaş galibiyet alırsa play-off'a kalıyor. Antalya BŞB'nin ise 2li ve 3lü averajların hiçbirisinde play-off şansı bulunmuyor ve alacağı sonuç play-off konusunda lige etkisi bulunmuyor.

Her iki takımın da son maçları kolay gözükmüyor:
Erdemirspor vs. Efes Pilsen
Tofas vs. Besiktas Cola Turka

5 Nisan 2010 Pazartesi

Kural sorgulaması

Futbol'da bariz gol pozisyonu ve son adam kuralına istinaden kırmızı kart tanımlaması mevcut. Buradaki son adam tanımı kaleciden önceki son savunma oyuncusu şeklinde tanımlanıyor. Bu noktada kırmızı kart görmeyi göze alan oyuncu rakibini düşürebiliyor veya elle oynayabiliyor. Bu son adam gerçekten "son adamsa" (genelde kaleci) ceza tanımlamasında herhangi bir fark yok. Burada aklıma takılan bir noktayı bir örnekle açıklayayım:

Düşünün ki ligin/kupanın son maçı ve maçın son dakikasında gole ihtiyacınız var. Rakibinizin savunmasının arkasına sarkıyorsunuz. Ceza alanının 20metre dışında kaleciyi çalımlıyorsunuz, boş kaleyi görecekken kaleci oyuncuyu düşürüyor (veya kaleci kaleye yönelmiş topu ceza alanının 20 metre dışında elle kesiyor). Sonuç kırmızı kart ve çok da tehlikeli olmayan bir yerden serbest vuruş. O noktada bu cezanın çok yeterli olmadığı ve haksızlığa uğradığınızı düşünebilirsiniz ama kurallar böyle.

Benim önerim son adam kuralının sondan bir önceki ve son adam diye 2'ye ayrılmasıdır. Sondan bir önceki durumunda şu anki kural geçerli olmalıdır. Ancak gerçekten "son adam" olma durumunda hareketin nerede olduğuna bakılmaksızın penaltı verilmelidir. Bu öneri biraz abes gibi gelebilir ama dediğim örnek başımıza gelirse herhalde bu kuralı bir kez daha sorgulayabiliriz.

Mağduriyetin katlanması

2009-10 sezonunda oynanan Gaziantepspor-Sivasspor maçındaki olaylar sebebiyle Gaziantepspor'a 1 maç sahasında seyircisiz oynama cezası verildi. Maçın sadece 3 dakikalık özetini izledim ve olayların neler olduğunu bilmiyorum. Ancak anlamadığım konu şu:
Bu derece yoğun olay varsa burada Sivasspor'un bir mağduriyeti olmuştur.(küfür etmiştir, yabancı maddeler atılmıştır, ..vb) Takım bu durumdan etkilenmiştir, oyununu yansıtamamıştır ve bu maçtan 1 puanla ayrılmıştır. Bütün bunların sonunda işin kaymağını yiyen ise Sivasspor'un düşme hattındaki rakibi Manisaspor oldu. Çünkü G.Antepspor cezasını bir sonraki iç saha maçında Manisaspor maçında çekecek. Bu işleri anlamıyorum. Suçluları cezalandırırken bir taraftan, diğer tarafın mağduriyetini artırmamak gerekir. Bunun için önerim:
Öncelikle cezalar için tutulan raporlar sezon sonuna kadar saklanmalı.(içinde bulunulan sezonda ceza olmamalı) Sezon sonunda bütün dosyalar değerlendirilir ve her takıma hakettiği ceza verilmelidir. Buradaki önemli nokta verilen cezaların bir sonraki sezon aynı takımla oynarken çekilmesidir. Örnek: 2009-10 sezonunda oynanan FB-GS maçındaki olaylar sebebiyle FB'ye 2 maç seyircisiz oynama cezası verildi. Önerdiğim sistemde FB bu cezayı önümüzdeki 2 sezondaki GS maçlarında çekmeli. Burdaki açık nokta olay çıkan maçtaki rakibin lig düşmesi/yükselmesi veya ceza alan takımın sezon sonunda lig yükselmesi/düşmesidir. Bu durum suistimale açık olacağı için (örneğin küme düşmesi kesin olan rakip önünde sahaya madde yağdırmak) hak edilen cezanın 3 katı bir sonraki sezonun başına eklenmelidir.
Bu ceza sistemi deplasman maçları için de geçerli olmalı ve bir sonraki sezon söz konusu deplasmanı seyircisiz oynamalıdır. Bu durumda evsahibi takımı hasılattan mağdur etmemek için şöyle bir yöntem uygulanabilir:
Olay çıkan maçta deplasman tribününe ayrılan seyirci sayısı ile o tribüne ait o günkü maç bileti fiyatı çarpılmalı ve aradan geçen dönemdeki enflasyon oranıyla da çarpılıp, bir sonraki sezon maçın oynandığı hafta rakip takıma verilmek üzere federasyonun hesabına yatırılmalıdır. (Lig düşme/yükselme durumu oluşursa sezon başlamadan aynı şekilde yatırılmalıdır)
Bu sistemin getirileri aşağıdaki gibi olabilir:
1- Sezon başı onca parayı verip kombine almış taraftar sezon başında kaç maça gideceğini bilir halde olur.
2- Deplasmandaki taraftarın yaptığı eylemler yüzünden kombine bilet sahipleri mağdur olmaz. (Şimdiki sistemde iç sahada hiçbir olay çıkarmadan maçların tamamını seyircisiz oynama ihtimali var)
3- Olaylarda mağdur olan takım ile cezanın çekildiği maç aynı olur. (Kimse alakasız bir maçta olan olaylardan sorumlu olmaz)
4- Derbilerde olay çıkma ihtimali azalır, kulüp yönetimleri önlemler konusunda çok daha titiz olur çünkü bir sonraki sene başında satılan kombine biletin fiyatı ve satılma oranı düşme tehlikesine girer.

10 Mart 2010 Çarşamba

Real-Barca 2009-10/ FB-GS 2000-01

Real Madrid ile Barcelona'nın şu anki durumlarına baktığımızda 2000-01 sezonundaki FB-GS rekabeti aklıma geliyor ve birçok benzerliği yanında barındırıyor.
- FB ve Real taratarları bir önceki sezonu ek hatırlamak istemezler.
- GS ve Barca bir önceki yıl tarihlerinin en başarılı sezonlarını geçirmişlerdi. (GS UEFA kupasını, Barça ise Şampiyonlar Ligi dahil 6 kupayı kazandı)
- FB ve Real yaz dönemlerinde çok pahalı transferler yaptılar (FB o sezon 78 milyondolarlık transfer yapmıştı)
- Her iki takımın stadlarında istikralı performans göstermesi.(galibiyet serileri ve farklı kazanmaları)
- FB'nin G.Antep önünde Real'in Sevilla önünde 59. dakikadan sonra attığı gollerle maçı çevirmeleri
- GS ve Barca'nın takım oyununa uygun (zaman zaman problemleri olan) forvet oyuncularını (Hakan Şükür ve Eto) satıp daha pahalıya direk gole oynayan santraforlar(Jardel ve İbrahimoviç) almaları. Bu santraforlar lige fırtına gibi girdikleri halde sonraki dönemde performanslarının düşmesi.

10 Şubat 2010 Çarşamba

Golleri yanlış yerde atan takım

Galatasaray 2005 yılında Fenerbahçe'yi 5-1 yenip kazandığı Türkiye Kupası'nı 5 senedir kazanamıyor. Bu süre içinde elendiği turlarda aldığı sonuçlar ilginç. Çünkü bu sürede 4 defa rakibiyle eşit sayıda gol attığı halde ya penaltı ile ya da deplasman golü ile elendi:
2005-06
F.Bahçe-G.Saray 2-1
G.Saray-F.Bahçe 3-2
2006-07
K.Erciyes-G.Saray 0-0
G.Saray-K.Erciyes 1-1
2008-09
G.Saray-Sivasspor 1-1
Sivasspor-G.Saray 1-1 (penaltılarla Galatasaray elendi)
2009-10
Antalyaspor-G.Saray 2-1
G.Saray-Antalyaspor 3-2

Arada 2007-08 sezonunda da G.Birliği'ne elenirken 1-0 yenilip 1-1 berabere kalmıştı ki o maçta da son dakikada penaltı kaçırmıştı.

7 Şubat 2010 Pazar

Şampiyonlar Ligi kurasında skandal mı var?

Sezon başında Şampiyonlar Ligi grup kuraları -final maçının Santiago Barnebau'da oynanması sebebiyle- Emilio Butragueno tarafından çekildi. F grubuna ilk torbadan Barcelona gelmesinin ardından 2.torba çekimlerinde Inter'in gelmesi ile çekim sırasında Butragenio'nun hareketleri gündeme geldi. Hatta saniye saniye detaylarıyla analiz edilmeye çalışıp bu eşleşmenin bilerek yapılabileceği ihtimali üzerinde duruldu. Buyrun izleyin karar sizin...

31 Ocak 2010 Pazar

Milliyet Tarihleri Karıştırdı!

Milliyet Gazetesi internet sitesinde yer alan haberde Beşiktaş-Galatasaray maçı için olası tarihlere 21-22-23 Şubat yazılmış. Bunlar pazar,pazartesi ve salı gününe denk geliyor! Meslektaşlarımızı biraz daha dikkatli olmaya davet ediyor, haberle ilgili uyarılarda bulunan AtarYemez okuru Mücahit Sarnık’a da teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Milliyet Gazetesi internet sitesinin haberini okumak için tıklayınız…

27 Ocak 2010 Çarşamba

Olmadı TRT

Günler öncesinden yapılan tanıtımlardan sonra bu akşamki Trabzonspor-Orduspor maçının 3'te 2'lik kısmını yayınlamamak TRT'ye yakışmadı. Gerekçe olarak gösterilen TBMM görüşmelerinin yasal bir zorunluluk olduğunu tahmin etmekle birlikte bir dolu kanaldan birinde bu yayını yapmayı çok önceden planlayıp yoluna koymalıydı. En azından Wolfburg, Mainz veya Köln kadar ilgi görmeliydi bu maç. Şu soru aklıma da gelmiyor değil: Bu maçta sahada olanlardan biri İstanbul takımlarından biri olsaydı (anladınız kim olduklarını) dediğim planlama yapılmaz mıydı?

Bir diğer eleştiri de gündüz için. Kupada son haftada maçların birbirini en çok etkileyen C grubunda Tarsus İdmanyurdu-Denizlispor maçının da yayınlanmasını beklerdim.

13 Ocak 2010 Çarşamba

İspanyollar kazandı, tur bizim

Son 2 gün içerisinde önce Türk Telekom, sonra da Efes Pilsen gruptaki son maçlarını kazandı. Ancak tur için sadece bu yetmiyordu ve rakiplerin de kaybetmesi gerekiyordu. İspanya temsilcileri, Bizkaia Bilbao (Her ne kadar ayrılıkçı olsalar da şu an İspanya'yı temsil ediyorlar) ve Unijaca Malaga takımları rakiplerini hem de deplasmanda yenerek ekiplerimizin önünü açtı. Yarın Dışişleri Bakanlığı'ndan İspanya'ya bir teşekkür mesajı yayınlanır mı ki?

6 Ocak 2010 Çarşamba

Maç saatleri NTV'yi etkiledi mi?

Turkcell Süper Lig'de geçen sezon (özellikle kış döneminde) maçlar 19.00'da başlayıp 20.50 civarında bitiyor ve maçın ardından %100 Futbol programı başlıyordu. Yaklaşık 1 saatlik programın ardından 21.45 İtalya Ligi, 22.00'de de İspanya Ligi maçı NTV ve NTVSPOR'dan yayınlanıyordu.
Bu sene ise günün son maçı genelde 20.00de başlayıp 21.45'te bitiyor ve %100 Futbol başlıyor. Bu durumda çoğu zaman (Juve-Milan-İnter derbileri hariç) İtalya Ligi banttan yayınlanıyor. (aynı saate gelen İspanya Ligi maçı canlı yayınlanıyor). Federasyonun bu seneki bu maç saati uygulaması SeriA yayınlarını bir nevi baltalamış mı oldu?