24 Eylül 2012 Pazartesi

Hafta İçi Kupa Ekranı (25-27 Eylül 2012)

25 Eylül 2012 Salı
14:30 Niğde Belediyespor-Beşiktaş LigTV 2
18:00 Dersimspor-G.Birliği              LigTV 2

26 Eylül 2012 Çarşamba
14:30 İstanbulspor-Kasımpaşa            A Haber
15:30 Akhisar Bld-Aydınspor              LigTV 2
18:00 Karabükspor-Gümüşhanespor   A Haber / LigTV 2
20.30 MP Antalyaspor-Menemenspor A Haber / LigTV 2

27 Eylül 2012 Perşembe
01:10 Akhisar Bld-Aydınspor                         A Haber (Bant)
14:30 Ankara Demirspor-SB Elazığspor         A Haber
20:30 Mersin İY-Siirtspor                              A Haber

21 Eylül 2012 Cuma

Tribün Olayına Ceza Nasıl Olmalı?

Kadınlar-Çocuklar Stada Uygulaması

Yıllardan beri uygulana gelen cezalı takımların seyircisiz oynaması ve son 2 senede kadın ve çocukların alınması çokça tartışılıyor. Kadınların maçta çıkardıkların seslerin televizyondaki yankısı, kadınların ceza unsuru olarak görülmesi ve kadınların da zaman zaman küfür etmesi çokça eleştirildi. Konuya bir de taraftarlar açısından bakmak gerekir.
Sezon öncesi kombine satmak isteyen yönetimlerin ikna etme araçlarından birkaçı, "kombine alın, katkıda bulunun, kulüp daha iyi oyuncu alabilsin, daha büyük yıldızları izleyebilirsiniz" mesajlarıdır. Binlerce taraftar kombineleri alır, sezon başında ilan edilmiş hiçbir ceza yoktur, görünüşte her maça girebilir ve kendisinin de katkısıyla alınan yıldızları/değerleri izleyebilir. Gittiği maçlardan birinde hayatında hiç tanımadığı birileri küfür eder, taşkınlık yapar, olaylar çıkarır... vb. ve ardından gelen kararla efendi gibi maçını izleyen kişiye "sen bundan sonraki maça gelme ama senin paranla alınmış yıldızları, oluşturulan değeri başkaları gelecek senin koltuğunda bedavaya izleyecek" denir. Bu, "efendi gibi maç izleyen kombineli taraftarların" tamamının içini yakan bir durumdur.
Aslında bu uygulamada şöyle bir çelişki de var: "Taraftarların hiçbirisi maça gelmesin" mantığı, benim anladığım kadarıyla "kimin olay çıkardığını tespit edemiyoruz bu yüzden herkesi yasaklıyoruz" demektir. Madem tespit edilemiyor neden kadın ve çocukları alıyorsunuz ki? Veya diğer bir bakış açısıyla kadın ve çocukların olay çıkarmadığını tespit edebiliyorsanız, kimin çıkardığını da tespit edebilirsiniz.

Bir de konuda yorum yapan bazı kişiler "olay çıkartan kişileri aranıza almayın" tarzı yorum yapıyor. Büyükşehirlerde her gün aynı çatı altında yaşayan insanlar apartman komşularını tanımazken, 2 haftada bir kez topu topu 2 saat gördüğü insanları tanımasını nasıl beklersiniz? "Bu benim topum, oynatmam sizi" der gibi, bizim stadımız gelmeyin mi diyeceksiniz? Hatırlatayım serbest piyasa ekonomisindeyiz ve stada girişi yasak olmayan herkes "parasını verip bilet alabiliyor". Ne yani, efendi taraftarlar fazladan bilet alıp taşkınlık yapan kişilerin bilet almasının önüne mi geçsin?  Bu yüzden tribünleri o kişilerden arındırın diye taraftara yük yüklemek anlamsız geliyor.

Seyircisiz maç uygulaması ne zaman biter

Yukarıdaki kısımda kadın ve çocukların cezalı maçlara alınmasını işlerken işin diğer bir boyutuna girelim. Seyircisiz maç uygulaması da yine kombine bilet sahibi taraftarı mağdur ediyor.
30 yaşındayım ve yaşadığım dönem itibarıyla "sıra dayağı"nın ne olduğunu gördüm ve yaşadım. Bizim nesil her ne kadar stadyumlardaki bu uygulamalara karşı olduğunu söylese de, çocukken yaşananlar, verilebilecek tepkileri engelliyor. Benden 7 yaş küçük kardeşim sıra dayağının sadece tanımını biliyor ama yaşamamış. Daha küçük kuzenlerimden bunun ne olduğunu bilmeyenler var. Muhtemelen öğrenmeyecek de. Yani onun yaşamında başkasının hatasının cezasını hep beraber çekmek gibi bir olgu yok. Onların nesli büyüdükçe, stadlara gitmeye başladıkça yapılan uygulamaları anlayamayacak, karşı çıkacak. Bu nesilden çıkacak hukukçular gerekli girişimleri yapacak ve belki de yine aynı nesilde yetişmiş TFF yetkilileri de bu uygulamaları saçma bulacak ve kaldıracaklar. Yoksa bizim ve bizden önceki neslin çok fazla harekete geçmesini beklemiyorum.

Ceza nasıl olmalı

Her ne kadar seyircisiz maç uygulamasına karşı olsam da, başka ceza şekli bulunamıyorsa TFF seyircisiz oynama cezasını en azından kombine sahibi taraftarı mağdur etmeyecek şekilde devam ettirebilir. Bu konuyu bundan 2.5 sene önce yazmaya çalıştım ve fikrim hala aynı:
Öncelikle cezalar için tutulan raporlar sezon sonuna kadar saklanmalı.(içinde bulunulan sezonda ceza olmamalı) Sezon sonunda bütün dosyalar değerlendirilir ve her takıma hakettiği ceza verilmelidir. Buradaki önemli nokta verilen cezaların bir sonraki sezon aynı takımla oynarken çekilmesidir. Örnek: 2009-10 sezonunda oynanan FB-GS maçındaki olaylar sebebiyle FB'ye 2 maç seyircisiz oynama cezası verildi. Önerdiğim sistemde FB bu cezayı önümüzdeki 2 sezondaki GS maçlarında çekmeli. Böylece kulüp 2 sezon boyunca en çok hasılat elde etmeyi öngördüğü maçlar için önlemlerini daha sıkı alabilir, taraftar da çok önemli gördüğü maçı izleyememe endişesiyle daha dikkatli davranır. Burdaki açık nokta olay çıkan maçtaki rakibin lig düşmesi/yükselmesi veya ceza alan takımın sezon sonunda lig yükselmesi/düşmesidir. Bu durum suistimale açık olacağı için (örneğin küme düşmesi kesin olan rakip önünde sahaya madde yağdırmak) hak edilen cezanın 3 katı bir sonraki sezonun başına eklenmelidir.
Yazıya ek: Bunun bir diğer getirisi de mağdur olan tarafın mağduriyetinin bir anlamda giderilmesi. Mesela 2010-11 G.Saray-F.Bahçe maçında kaleci Volkan'ın başına atılan şişeden dolayı G.Saray'ın sahası kapanmış ve bir sonraki maçta G.Saray-Trabzonspor maçı seyircisiz oynanmıştı. Yani mağdur F.Bahçe iken bu işten avantaj sağlayan Trabzonspor olmuştu. Önerdiğim yöntemle bu tezat da ortadan kalkmış olur.
Bugünkü kurallarla tüm stadı efendi taraftarlar olarak kombine alarak doldursanız, deplasmana gelen rakip taraftarı güzelce ağırlasanız, yemek verip evinizde misafir etseniz ve stadda centilmence davransanız dahi deplasmandaki olaylardan dolayı o taraftarların cezalandırılma ihtimali mevcut.
Bu yüzden ceza sistemi deplasman maçları için de geçerli olmalı ve bir sonraki sezon söz konusu deplasmanı seyircisiz oynamalıdır. Örneğin G.Saray takımı taraftarı Kayserispor deplasmanında olay çıkarırsa bir sonraki Kayserispor deplasmanında misafir takım kısmı boş kalmalı. Bu durumda ev sahibi takımı hasılattan mağdur etmemek için şöyle bir yöntem uygulanabilir:
Olay çıkan maçta deplasman tribününe ayrılan seyirci sayısı ile o tribüne ait o günkü maç bileti fiyatı çarpılmalı ve aradan geçen dönemdeki enflasyon oranıyla da çarpılıp, bir sonraki sezon maçın oynandığı hafta rakip takıma verilmek üzere federasyonun hesabına yatırılmalıdır.  (Lig düşme/yükselme durumu oluşursa sezon başlamadan aynı şekilde yatırılmalıdır) 

Bu sistemin getirileri aşağıdaki gibi olabilir:
1- Sezon başı onca parayı verip kombine almış taraftar sezon başında kaç maça gideceğini bilir halde olur. (Yazıya ek: Mesela 2012-13 sezonu başında F.Bahçe taraftarı kombine alırken bunu kısmen gördü -sezon içinde başka ceza almazsa-)
2- Deplasmandaki taraftarın yaptığı eylemler yüzünden kombine bilet sahipleri mağdur olmaz. (Şimdiki sistemde iç sahada hiçbir olay çıkarmadan maçların tamamını seyircisiz oynama ihtimali var)
3- Olaylarda mağdur olan takım ile cezanın çekildiği maç aynı olur. (Kimse alakasız bir maçta olan olaylardan sorumlu olmaz)
4- Derbilerde olay çıkma ihtimali azalır, kulüp yönetimleri önlemler konusunda çok daha titiz olur çünkü bir sonraki sene başında satılan kombine biletin fiyatı ve satılma oranı düşme tehlikesine girer.

18 Eylül 2012 Salı

Manchester United-Galatasaray (Full Maç)

1993 yılındaki Manchester United-Galatasaray maçının 90 dakikalık yayını.(ilk dakikalarda görüntü biraz kayıyor)
Genelde maçın gol ve önemli dakikaları anlatılır ama bir de aralarda söylenenler vardır:
- Hayrettin sahaya yeni çıktı.
- Hughes tekme atmaya başladı.
- Neden olmuyor (2. yarıda kaçan bir gol sonrası)...
(Genç arkadaşlar şaşırmasın, maçta gerçekten o reklamlar da vardı zira o dönem maç içi reklamı serbestti. O dönem yeni yayına başlayan -o dönemin- şifreli kanal CINE5'in sloganı "Reklamsız maç" idi.)


3 Eylül 2012 Pazartesi

Dün Beşiktaş'a bugün Fenerbahçe'ye mi?

2010-11 sezonunda Beşiktaş Avrupa Ligi'nde oynarken özellikle deplasmanda oynadığı Trabzonspor ve Fenerbahçe derbilerinin tarihleri konusunda TFF'yi eleştirmişti. O dönem Fenerbahçe, Trabzonspor ve Galatasaray Avrupa Kupaları'ndan elendiği için hafta içi maçları yoktu ve bu sebeple maç programları konusunda genel anlamda Beşiktaş'ın hafta içi oynadığı maçlar referans alınıyordu. (en azından Beşiktaşlılar'ın beklentisi bu yöndeydi). Beşiktaş'ın o dönem oynadığı maçların tarihlerine bakarsak:
16.09.2010 Perşembe    Beşiktaş-CSKA
19.09.2010 Pazar          F.Bahçe-Beşiktaş
25.09.2010 Cumartesi   Beşiktaş-Antalyaspor
30.09.2010 Perşembe   Rapid Wien-Beşiktaş
03.10.2010 Pazar         Trabzonspor-Beşiktaş
08.10.2010 Cuma        Almanya-Türkiye

Görüldüğü üzere 20-26 Eylül haftasında hafta içi maçı olmadığı halde F.Bahçe-Beşiktaş maçı Pazartesi oynatılmamış ve Beşiktaş'a 1 gün fazla dinlenme imkanı verilmemişti. Belki de TFF böylesine bir derbi maçının Pazar oynanarak daha bir ön planda olmasını ve sektörün daha fazla para kazanmasını düşünmüştü. Trabzonspor maçının Pazar oynanması ise daha makul zira ardından milli maç haftası var, milli maç takip eden Cuma günü oynanıyor ve sadece Türk Milli Takımı'na değil diğer milli takımlara giden oyuncular da olabiliyor. Hatta buna benzer bir durumda geçen sezon milli maç öncesi Pazartesi günü oynanan Gaziantepspor-Beşiktaş maçında Beşiktaş Quaresma'dan yararlanamamıştı. Peki bu sene durum nasıl?

Galatasaray ve Fenerbahçe Avrupa Kupaları'nda devam ediyor ama Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi döneminde herhangi bir derbi maçı yok. (Beşiktaş maçını oynadı, Fenerbahçe (16. hafta) ve Trabzonspor (17. hafta) maçları ise Şampiyonlar Ligi grup maçları bittikten sonra) Fenerbahçe'nin ise maç programı şu şekilde:
15-16  Eylül (Cumartesi-Pazar)   F.Bahçe-Mersin İdman Yurdu
20       Eylül  (Perşembe)             F.Bahçe-Marsilya
23-24  Eylül (Pazar-Pazartesi)     F.Bahçe-Trabzonspor
29-30  Eylül (Cumartesi-Pazar)   Kasımpaşa-F.Bahçe
04       Ekim (Perşembe)             B.Mönchengladbach-F.Bahçe
07       Ekim (Pazar)                   F.Bahçe-Beşiktaş
12       Ekim (Cuma)                   Türkiye-Romanya

Görüldüğü üzere 24-30 Eylül haftasında hafta içi Fenerbahçe'nin herhangi bir maçı yok. TFF'nin Fenerbahçe-Trabzonspor maçını Pazar mı yoksa Pazartesi mi oynatacağı konusunda merak içindeyim. Kişisel fikrim Pazartesi olmasının daha mantıklı olduğu yönünde. Bakalım o dönemki maç programına itiraz eden Beşiktaş camiasının yine o dönemdeki yöneticileri bugün TFF yönetiminde nasıl bir uygulamaya gidecekler? Bu maçtan 2 hafta sonraki F.Bahçe-Beşiktaş maçının tarihi ise -takip eden Cuma günü olan milli maçı da dikkate alırsak- büyük ihtimalle 07 Ekim Pazar olacak.
Sonuç olarak 2 sezon önce Beşiktaş'ın düştüğü duruma bu sezon da Fenerbahçe düştü. Bakalım önümüzdeki günlerde maç programı nasıl olacak ve daha da merak ettiğim kulüpler buna nasıl bir tepki gösterecek?

Not: O sezon Trabzonspor-Fenerbahçe maçının Pazartesi oynandığına dair cevaplar/eleştiriler gelebilir. O durumu peşinen açıklayayım:
19.08.2010 Perşembe   PAOK-F.Bahçe
19.08.2010 Perşembe   Liverpool-Trabzonspor
23.08.2010 Pazartesi    Trabzonspor-F.Bahçe
26.08.2010 Perşembe   F.Bahçe-PAOK
26.08.2010 Perşembe   Trabzonspor-Liverpool
Görüleceği üzere Trabzonspor ve F.Bahçe ilk maçı deplasmanda oynuyorlar ve doğal olarak 2 takım da lig maçı iç sahadaki maça daha yakın tarihte oynanmış.